Fağfuri
|
Çinde
yapılan yarı şeffaf bir porselen.
|
|
Fantastik (Fr. fantastique;
İng. fantastic; Alm. phantastisch; Arap. hayali):
|
Hakiki olmayan muhayyel, efsanevi. A.T.
Fantastik sanat, daha önceleri aynı doğada bir öz
içinde karıştırılan algılanabilir dünyayla duyular-üstü dünya arasında,
akılcılıkla bir kopmanın gerçekleştirilmesinden sonra, yakın bir zaman önce,
ayrı bir kategori olarak doğmuştur. Konularındaki çeşitlilik, birçok
tasvirde kendini hissettiren, görünenin ardında yatan karanlıklardan çıkar
gibi görünmektedir. Fantastik ikonografide (özellikle de, Altdorfer,
Cranach, Grünewald, Baldung-Grien veya Dürer gibi Alman kültüründen
ressamlarda) sık sık ele alınan, gölgenin aydınlığa, bilinmeyenin
tanımlanabilir olana baskın çıktığı orman konusu, gün ışığının sızmasına
direnen loş bir yerin gerçekliğiyle gece uçurumu saplantısının esinlediği
ürküntüleri en iyi ifade eden metafor olarak belirir.
Canavarlar (ejderha, tek boynuzlu at, ateş
püskürten aslan, vb) geceden doğar ve geceye dönerler; görünmeleri dehşet
verir, çünkü bunlar karanlığın gücünün tehdit dolu cisimleşmesidir. Eski
kültürlerdeki sanatlardan Ortaçağin simgesel hayvan tasvirlerine kadar
fantastik sanat, her türden çok sayıda karma yaratık sunar (Aziz Antonios ve
Seylanlar, Nikiaus Manuel Deutsch; Aziz Ceorgius'un Zaferi, Carpaccio);
fakat gücünü güneşten alan bir canavarı hiç bilmez. Buna karşılık, deniz
canavarlarını hiç ihmal etmemiştir (AsiMeleklerin Düşüşü, Pieter Bruegel). Deniz canavarları, teknelerin de
havalandığı «göksel» bir denizde ya¬şayan uçucu türler (Azız Antonios'un
Baştan Çıkarılışı, Hieronymus Bosch'un üçkanatlısı) olmadıkları zaman, başka
bir gecenin varlığını açığa çıkarır ve başka tehditleri dile getirirler.
İnsanların uyurken teslim oldukları gece, ayrıca, acayip görüntülerle dolar.
Goya'nın, bir resmine Aklın Uykusu Canavarlar Doğurur (Kapriçyolar dizisinde)
adını vermesinden önce Leonardo da Vinci, beşiğinin üzerine kapanan bir
yırtıcı kuşu çizerken, aklın uyukladığı zamanlara dayanan bir bakışın ne
ka¬dar zorlayıcı olduğunu hissetmiştir.
Düşler ve beklenmedik rastlantılar mantığında,
Taddeo Zuccari'den (Rüyaların Alegorisi) Salvador Dali'ye, (Yumuşak
Viyolonseller Kâbusu), bu arada Johann Heinrich Füssli (Kâbus) ve adı güçlü
düşsel sahnelerle anılan Gustave Dore'ye, sanatçı eksikliği çekilmez. Odilon
Redon, Gustave Moreau, Ensor veya Alfred Kubin gibi kimileri için,
eserleri¬nin gerçek temelinin düşlerden esinlendiği söylenebilir. Bu öğe,
Gior¬gio de Chirico ve Paul Delvaux'nun resimlerinde de kesinlikle kilit bir
role sahiptir. Axis
|
|
Fantezi
|
Tasarım ve hayal demektir. Sanatçının fantezisi
deyince sanatçının tasarım ve hayal gücü anlaşılır.
|
|
Fasat (Fr. façade; İng.
façade; Alm. Fassade, Front; Arap. vacihe):
|
Cephe, bina yüzü. F. sözcüğü yalnız olarak
kullanıldığı zaman binanın ön yüzünü, esas cephesini ifade eder.
|
|
Faşist estetik
|
Faşist estetik terimi, idealize edilmiş tarz
içinde sunulmuş propaganda, tasarım ve sanatı tanımlamak için
kullanılmaktadır. Sosyalist gerçekçilik ile yakın bir benzerlik içerir.
Birincil olarak, 1930’lu yıllardan 1940lı yılların ortalarına kadar Hitler
Almanya'sı, Mussolini İtalya'sı ve Franco İspanya'sı tarafından üretildi.
Adolf Hitler, modern sanatı dejenere sanat olarak damgaladı. Faşistler, özelde
kübizm, sürrealizm, dada, ekspresyonizm gibi akımlara genelde ise modern
sanata karşıdırlar ve buna karşılık olarak da güçlü bir şekilde klasik tarz
taraftandırlar. Hitler, modem sanatların, güzelliğin ebedi değerleriyle
çatışma içinde olduğuna bu nedenle uygarlığın çökmesine neden olduğuna
inandı. Faşist estetikte önemli adamlar vatanperver, kahraman ve güçlü olarak
betimlenmiş; kadınlar ise dolgun memeleri ve güçlü kol ve bacaklarıyla düzgün
ve temiz olarak betimlenir. Bu estetiğin etkisiyle üretilmiş eserlerde
insanlar ‘Hristiyan Aryan Irk’ mitini yansıtmak için sarışın ve beyaz tenli
olarak resmedildiler. Almanya'da faşist sanatın en ünlü sanatçıları ressam
Adolf Wissel ve heykeltıraş Arno Breker’di.
Faşist estetik, temelde modern sanata karşı
olmasına rağmen faşist estetik içinde değerlendirilebilecek olan fütürizm,
Nazi sanatından farklı bir anlatım diline sahiptir ve soyut sanatın
olanaklarını kullanmıştır. Ancak makineyi kutsamış ve insanı da tıpkı bir
makineymiş gibi betimlemiştir. Ayrıca Bkz. Nazi Sanatı; Dejenere Sanat;
Totaliteryen Sanat. • "Her kim ki, gökyüzünü yeşil görür ve çizerse o
kişinin sterilize edilmesi gerekir*, Adolf Hitler (Ressam ve Diktatör). N.K.
|
|
Feminist Sanat
|
İkinci Dünya Savaşı'nı takip eden yıllarda çok
sayıda kadın, sanat dünyasında başarılı olmaya başladı: Örneğin Eva Hesse,
Bridget Rilley, Joan Mitchell, Marisol ve Agnes Martin. Fakat feminist
sanatçı ve kadın sanatçı özdeş iki kategori değildir ve bu sanatçıların
hepsinin feminist olduğu söylenemez. Çağdaş kadın sanatçıların çalışmaları,
tarz ve içerik bakımından, büyük oranda erkeklerin çalışmalarından çok farklı
değildi. Ancak feminist sanatçıların çalışmaları, diğer kadın ve erkek
sanatçıların çalışmalarından form ve içerik açısından ayırt edilirler. Bazı
feminist sanatçılar, bile bile 'güzel sanatlar' kategorisine zarar vermek ve
geleneği yeniden değerlendirmek için, tarihi olarak kadını akla getiren
zanaat tekniklerini benimsediler. Diğer bir ısrar ettikleri konu ise
"kadın imgeleri'ydi. Bundan önce de, kadın imgeleri, özellikle de
"nü" imgeler erkekler için erkekler tarafından üretiliyordu. Kadın
sanatçılar bu durumu değiştirdiler. Feminist sanatçılar arasında erotizm ve
cinsellik, en popüler tema oldu; çünkü kadın hareketleri, kadınları kendi
cinselliklerini araştırma ve zevk alma konusunda cesaretlendirdi. Birçok
kadın sanatçı, sanatsal çalışmalarının konusu olarak da kendi yaşamlarını
seçti.
Kuşkusuz feminist sanatın en önemli ismi
Meksikalı ressam Frida Kahlo idi. Kahlo Feminist Sanatın Aziz Koruyucusu
olarak adlandırılmıştı. Judy Chicago da bir diğer önemli isim olarak
bilinmektedir. Feminist sanatçı ve feminist sanat tarihçilerini ilgilendiren
bir konu da "tarihten saklanmış”lar, Chicago'nun ilgilendiği başlıca
ilgi alanı oldu. Judy Chicago'nun Akşam Yemeği Partisi adlı büyük projesi,
tarihçiler tarafından ihmal edilmiş olan kadın sanatçıların başarılarını
kutlamak için tasarlandı ve bu çalışma feminist düşüncenin ikonu durumuna
geldi. Bu çalışma, 999 kadın sanatçının adının altın harflerle yazıldığı
porselen bir zemin üzerindeki her bir kenarı 13 metre uzunluğunda olan üçgen
biçimindeki bir masadan oluşmaktaydı. Masanın her bir kenarında tarihsel
açıdan önemli kadın için 13 yer bulunmaktaydı. Her biri yaldızlı bir şarap
kadehi, bıçak, kaşık, bir porselen tabak üzerindeki bir imge ve bütün
bunların üzerinde bulunduğu nakışlarla süslenmiş bir kumaşla kutsanmaktaydı;
bu masa, kadının evdeki konumunu ve üçgen formundaki masa ise kadının
göstergesi olarak genital bölgeyi akla getiriyordu. Bu arada feminist sanat
tarihçiler, haksız bir şekilde sanat tarihinin dışında bırakılan kadın
sanatçıları sanat tarihine almak için çalıştılar. Judy Chicago (d. 1939)
Finn-Kelcey, Rose Harrison, Margaret Hunter, Frida Alexis Kahlo, (1907-1954) Barbara Kruger
(d. 1945) Georgia O'KeefFe (1887-1986) Yoko Ono (d. 1933) Cindy Sherman (d.
1954) N.K.
|
|
Fener
|
Binaların kubbe ve damlarında içeriye aydınlık
vermek için çevresi pencereli baca gibi kısım. Dam penceresi.
|
|
Feston
( fisto).
|
||
Fetiş (Fr. fétiche):
|
İlkel kavimlerde ve zencilerde uğur getirdiğine
inanılan insan figürlü heykeller. İdolle karıştırmamalıdır.
|
|
Fırça
|
Resim sanatında sulu ve yağlıboya için çeşitli
fırçalar kullanılır. Sulu boyalar için genel. 1 yuvarlak fırçalar, yağlıboya
için de hem yuvarlak hem de yassı fırçalar kullanılmıştır. Sulu boya
fırçaları yumuşak tüylerden yapıl maktadır. Yağlıboyalar için eskiden yumuşak
fırçalar kullanılırdı. Ancak çağımız sanatında fırça izlerinin sanatçı
duyarlığını göstermesi önem kazandığından, kıl fırçalar daha çok
kullanılmaktadır.
|
|
Fırça izi (Fr. touche de pinceau)
|
Resimde boyalı fırça darbeleri. Fırça izi, bir
çağın üslubunu aksettirmesi bakımından çeşitli özellikler taşır. Bu bakımdan
bir Rönesans fırça izi ile bir barok fırça izi arasında ayrılıklar görüyoruz.
Fırça izinin insanın heyecanlı, yumuşak, ateşli huylarını ifade etmesi, ve
çağımızda konunun resimde değerini kaybetmesi ile insan kişiliğinin
yansıtılmasında en büyük yeri fırça izi kazanmıştır. ( lekecilik),
(tachisme=taşizm).
|
|
Figür
|
Resim ve heykel sanatlarında insan resmi
demektir.
|
|
Figüratif Resim
|
ve heykelde doğayı ve eşyaları biçim olarak
gösteren eser. Ancak son zamanlarda soyut sanat’ın ortaya çıkmasından sonra
eserde doğadan istifade edilip edilmediğini belli etmek için figüratif bir
eser diyerek sanatçının anlayışı açıklanmaktadır.
|
|
Filayağı (Os. pilpaye; Fr.
Pilier, piéddroit; İng. pier, pillar; Alm, Pfeiler):
|
Cami ve kiliselerde büyükkemer ve kubbeleri
üzerinde taşımak için yapılmış olan dörtgen ya da yuvarlak maktalı (kesitli)
sütunlardır. Bunlar taştan, tuğludan ya da ağaçtan yapılmıştır.
|
|
Filigran (Lat. Filum “iplik” ve Granum “buğday” sözcüklerinden):
|
Saf altın ve gümüş telden yapılan kuyumcu süsü
olup bir metal üzerine lehimlenmektedir, Filigran ilkkez M. Ö, 2000 yılında
Antikite sanatlarında görülmektedir.
|
|
Firar noktası
|
Kaçış noktası. (perspektif).
|
|
Firnis (Alm.) —
|
( vernik).
|
|
Firüze (Fr. turquoise; Alm.
Türkis; İng. turqoise):
|
Yeşilimtrak mavi renkte bir süs taşı.
|
|
Fisto (Fr. feston; Ing. festoon; Alm. Gehönge):
|
Kavisli, dilimli tezyinat, Çiçek, yaprak ye meyve
motiflerinden yapılmış kabartma bina süsü.
|
|
Fiyango
|
XVI.
Louis üslubunda kullanılan bir süs motifi. Sonradan çağımıza gelmiş bir motif
olmuştur.
|
|
Flamboyant üslubu (Alm.
Flamboyant; Fr. style - Flamboyant):
|
Geç-Gotik’in pencere içi taş kafesi olup alev
biçimli eğrilerin düzeninden oluşmuştur. 15. y. y. Fransız Gotik’inde çok
önemli yeri olan bu üslub, aynen Alman ve İngiliz Gotik’inde de görülür. F.,
balık - hava - kabarcığı denen ve Batıda Keltler'e maledilen bir virgül motifinden
geliştirilmiştir. ( Gotik ölçü işi).
|
|
Flor (Fr. Flore):
|
Mitolojide çiçek tanrısı.
|
|
Flöron (Fr. fleuron; İng.
fleuron; Alm. Giebelblume, Kreuzblume):
|
Bir alınlık tepesine, süslenen bir alanın en
yüksek ve sivri noktasına konulan tomurcuk şeklindeki süs. Tepe tomurcuğu,
tepe çiçeği.
|
|
Eski Roma’da pazar
meydanlarına verilen ad. Roma’da birçok forum’lar vardı Örn.: forum
Holitorium (sebze pazarı), forum Boarium (sığır pazarı), forum Vinarium
(şarap pazarı), forum Piscoto. rium (balık pazarı) gibi. Forum‘lar kentlerin
değişik kesimlerinde bulunurlardı. Esas Forum Romanum ise, önceleri bir
ticaret merkezi olup, sonraları resmi bir karakter kazanmıştır. öyle ki,
Forum Romanum, önemli anı yapılarını, yönetim binalarını “tabularlum” denen
kent arşivini ve “curia” denen senoto toplantı salonunu da içine almıştır.
Ayrıca çevresine Titus Severus gibi zafer taklarıyla tapınaklar ve onur
anıtları da yapılmıştır.
|
||
Fresk (Alm. Freskomalerei; Fr.
fresco; İtal. fresco):
|
||
Fresk (İtalyanca fresco: "taze"),
|
Doğrudan yeni uygulanmış ıslak sıvanın üstüne
yapılan duvar resmi. Ezilip toz haline getirildikten sonra suyla karıştırılan
boyalarla ıslak sıva üstüne yapılan resim, sıvayla birlikte kuruyarak duvarın
kalıcı bir parçası olur. Fresk, anıtsal etkisi, dayanıklılığı ve mat yüzeyi
ile duvar resmi için en uygun tekniktir.
"Gerçek" (buon) fresk olarak bilinen
teknik en dayanıklı olanıdır ve şu aşamaları içerir: Önce çıplak duvar özel
hazırlanmış kireç, kum ya da mermer tozu karışımı kaba sıvayla peş peşe üç
kez sıvanır. Her kat uygulandıktan sonra kuruyup sertleşmesi için bekletilir.
Bu sırada sanatçı boyamak istediği imgenin bire bir ölçekli şablonunu hazırlar
ve rulet aracılığıyla kompozisyonu ana çizgileriyle yüzeye aktarır. Sonra
üstüne bir kat ince sıva (intonaco) daha çekilir. Boyanın bu son katı
kurumadan sürülmesi gerektiğinden, sanatçı yalnızca yapabileceği kadarını
ince sıvayla kaplar. Her aşamada ek yerleri belli olmaması için boyanacak
alanın sınırları imgenin dış çizgilerine göre belirlenir. Yeni yapılacak
bölümle bir önceki boyanmış alanın birbirine uyum sağlaması için birleşme
noktalan göz önüne alınarak, imgenin o bölümü ıslak sıvanın üstüne hafifçe
bir daha çizilir. Bu çizgi belirli belirsiz olmasına karşın kesindir ve
sanatçıya imgeyi boyarken yardımcı olur.
Doğru hazırlanmış ince sıva saatlerce nemli
kalabilir. Ressam boyayı suyla inceltip, duvara uyguladığı zaman yüzey
boyayı emer ve sıva kurudukça kireç ve kum taneleriyle birlikte boya
sertleşir. Bu süreç renklere kalıcılık ve dayanıklılık kazandırır; boya
duvarın bir parçası haline gelir. Freskle çalışmak teknik ustalık gerektirir,
çünkü ressamın hızlı çalışması zorunludur ve yapılacak bir hatanın üzeri
boyanarak düzeltilemez. Düzelti yapılabilmesi için yeniden ince sıva
uygulanır ya da hatalar kuru fresk yöntemiyle düzeltilir.
"Kuru" (secco) fresk olarak bilinen
teknikte, duvar yüzeyinin hazırlanması bu kadar karmaşık bir işlem
gerektirmez. Onun yerine kuru duvar söndürülmüş kireçle sıvanır ve boya sıva
kurumadan sürülür. Bu teknikte boya zemine emdirilmediğinden yüzeyde bir
tabaka olarak kalır. Kuru fresk teknik olarak gerçek fresk kadar değerli
değildir, ama düzeltme yapmak için yararlıdır.
Fresk resminin ilk nerede ortaya çıktığı bilinmemekle
birlikte, Minos (Knossos ve Girit) ve eski Roma (Pompei) uygarlıklarında
kullanıldığı bilinir.
Fresk tekniğinin en yaygın olduğu dönem
Rönesans'tır. Cimabue, Giotto, Masaccio, Fra Angelico, Correggio gibi 13.
yüzyıl sonları ile 16. yüzyıl başları arasında yaşayan birçok ressam
tarafından uygulanmıştır. Michelangelo'nun Sistina Şapeli tavan resimleri ve
Raffaello'nun Vatikan Sarayı odaları için yaptığı duvar resimleri fresk tekniğinin
en ünlü örnekleridir. 16. yüzyılın ortalarına gelindiğinde artık fresk
tekniğinden uzaklaşılmış, yerine yağlıboya kullanılmaya başlanmıştır. Fresk
tekniği 20. yüzyılın ilk yansında Diego Rivera ve başka Meksikalı duvar
ressamları tarafından yeniden canlandırılmışsa da yaygınlaşmamıştır. A.B.
|
|
Eski Roma
hamamlarında istirahat etmek için normal sıcaklıktaki kısım. Türk
hamamlarında buna soğukluk denir.
|
||
Mimaride baştabanla korniş arasında yer olan resim,
kabartma ya da süsleme.
|
||
Tavanların ve tavan teknelerinin kenarlarına friz halinde, ya da
balkon ve cumbaların altındaki destekler üzerine konulan kabartmalı oymalı
süsler.
|
||
Sözlük
▼
Sanatçılar
▼
Sanatçılar
▼
Sanat Tarihi
▼
Akımlar
▼
Sanat Alanları
▼
Mimarlık
▼
Müzik
▼
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder