Galeri (Fr. galerie):
|
Çeşitli oylumları birbirine bağlayan uzu
nlamasına salonlar. Bunlar
eskiden eğlence ve kabul salonu olarak kullanılırdı. Barok’ta daha geniş ve
muhteşem aynalı galeriler (Versailles sarayı) yapıldı. 17. y.y.’dan itibaren
de galeriler sanat eserlerinin bir arada gösterilmesi için kullanılmağa
başladı. Galeriler dehliz anlamına da gelir.
|
Galeri tonu (Alm. Galerieton):
|
Eski yağlıboya resimlerdeki koyu kahverengi olup boyaların içindeki
yağın kimyevi olarak bozulmasından (oksidasyon) ileri gelir. Resmin
esasındaki renklerin değişmesiyle meydana gelen galeri tonu 19. y.y.’da
estetik bir eski değeri olarak kabul edilmiş ve bazı sanatçılar tarafından
taklit edilmiştir.
|
Galon (Fr. galon; İng. braid,
lace; Alm. Galone, Borte; Arap. şerit):
|
Yılankavi şerit süs. Helezoni biçimde dolanan kaytanlardan meydana
getirilen süs.
|
Gamalı haç (Fr. croix gommé,
İng. Swastika. Hooked cross; Alm. Hakenkreuz).:
|
Birbirine eşit olan kolları, uçlarında -diğer kola paralel olmak
üzere dik açıyla kırılan haç.
|
Garans (Fr. garance):
|
Kızıl- kök nebatı. Boya sanayiinde Fr. “laque de de garance”; Alm.
“Krapp adlı boya. Kızıl kökten çıkarılır. Saydam, ışıklı bir boya olup
dayanıksızdır.
|
Geç Taş Çağı
|
|
Geçiş üslübu (Fr. Style de
transition).
|
Bir üsluptan diğer bir üsluba geçişte, iki üslup arasında yer alan
her iki üslubun karışımı ara üslup.
|
Geleneksel sanat
|
Akademik sanat. Belli kurallara göre yapılmış eser.
|
Genre resmi (janr resmi).
|
Günlük hayattan tipik anları gösteren resimlere denir. Belli bir
yaşayış durumunu tipik bir biçimde temsil edenlerin günlük hayatlarından bir
anı gösteren resim çeşididir. Bu bakımdan köy, şehir, saray hayatının j.
vardır. j. içinde tarihi ve dini olanlar da vardır. j.’ni M. 5. 1500
yıllarında görüyoruz. 1700 y.y. da j. Hollanda da çok görülür. Ostode, Steen,
Terborch, Teniers, Metsu gibi ressamlar hep J. ressamlarıdır. Fransa’da
Watteau, İngiltere’de Hogarth Janr ressamlarıdır.
|
Geometricilik (Fr.
geometrisme):
|
kübizm akımından sonra her şeyi geometri açısından gören ve bir çeşit
akademizm haline gelmiş, kalıplaşmış geometrici görüş.
|
Geometrik Soyutlama
|
Armoniye ulaşmak için geometrik biçimleri dengeli renklerle
birleştirmeyi gerektiren tarzı tanımlamak için kullanılan terim. Daha çok
nesnesizlik ve doğa üstü ya da dinsel anlamlara gönderme yapar. Geometrik
soyutlama tarzının ilk ressamları Kupka ve Malevich'tir. Malevich'in 1913
yılında yapmış olduğu Süprematist Elementler: İki Kare'si bu tarzı temsil
eden en tipik resimlerin ilklerindendir.
|
Geometrik Tarz
|
1. Geometrik şekillere ya da biçimlere dayalı sanat. 2. Antik
Yunan'da vazo resimlemelerinde kullanılan stilize edilmiş primitif hayvan ve
figür betimlemeleri.
|
Gerilim
|
Günlük yaşamda çok sıkça kullanılan bir terim olmasına rağmen
“gerilim” teriminin tanımlanması oldukça zordur. Eğer bir dikdörtgeni eşit
iki parçaya bölersek ilk bakışta algılanabilecek bir simetri oluştururuz.
Eğer bu dikdörtgeni eşit olmayan iki parçaya bölersek bu bir gerilim
oluşturmanın başlangıcıdır.
|
Gesso
|
Heykel için kullanılan ve jipsten (alçıtaşı) yapılan bir çe¬şit
kaliteli alçı. Gesso, çok amaçlı bir materyaldir; hem rölyef için, hem kalıp
için, hem de modelaj için kullanılabilir. Gesso, özellikle Rönesans ve Gotik
dönemde hayvansal bir zamkla karıştırılarak tuval ya da pano yüzeyine resmin
astan olarak kullanılan alçı benzeri bir malzemeye de gönderme yapar.
|
Geştalt
|
Psikolojiden modern sanat eleştirisine ithal edilen bir terim olan
Geştalt, birbirinden bağımsız olan öğeleri psikolojik bir süreç sonucu bütün
oluşturacak şekilde gruplandırma eğilimi anlamına gelir. Parçaların bütün
tarafından belirlendiğini ve bütün deneyimlerin estetik deneyimi içerdiğini
savunan Geştalt psikolojisi, Max Wertheimer, Wolfgang Kohler ve Kurt Koffka
tarafında kuruldu.N.K.
|
Gerçekçilik
|
|
Gergi (Fr. tirant; İng.
tie-beam; Alm. Zugband; Arap. ziraa):
|
Bir kemerin, dayandığı duvarların, itme kuvvetiyle iki yana
açılmasını önlemek için, başlangıç noktaların, ufki olarak birbirine
bağlamakta olan kiriş, demir çubuk.
|
Girift örgü (Fr. entrelacs; İng.
interlacings, twining, knotwork, plaitwork; Alm. Geflechtsornamentik,
Schnörkel; Arap. muarrab):
|
Şeritlerin bir sistem dahilinde bir birlerine dolanarak
meydana getirdikleri su biçiminde ya da bütün süslenecek olanı bütün halinde
kaplayan çeşitli süsler.
|
Giydirme
|
Bir duvarın iç ve dış
yüzeyini fizik etkilerden korumak için yapılan sıva, mozaik, çini, mermer
gibi kaplama.
|
Gliptik (Fr. glyptique; Alm.
Gemme; Os. hatemkari):
|
Yunanca mühür oyma sanatına denir. Eskiden kıymetli taşlar üzerine
çukur olarak figürler ve yazılar oyulur ve yumuşak kil vb. üzerine basılarak
çıkıntılı şekilde figür olarak ait olduğu kimsenin işareti çıkarılırdı. Bunlar
yüzük olarak parmakta taşınırdı. Gliptik’in Mezopotamyada güzel örnekleri
olduğu gibi bizde de bu sanat Osmanlılar zamanında son derece ileri idi.
|
Goblen (Alm. Gobelin; Fr.
gobelins):
|
Fransada duvarlara asılmak üzere yapılan renkli, resimli halılar ve
mobilya döşeme ile kumaşları, perdeler.
|
Avrupada Ortaçağ sanatında bir üslup devresidir. Bu ismin ortaya
çıkmasında İtalyan ressamı Ghiberti’nin, rolü olmuştur. Antikitenin altın
çağın, barbar bir Ortaçağ takip etmiş olduğu düşüncesi ve bu Orta çağ
barbarlarının da Vasariye göre Got’lar olduğu kanısından bu üslüpa yanlış
olarak Gotik denmiştir. Fransız klasizmi zamanında Gotik zevksiz ve yüklü
anlamını almış ve ilk olarak 1820’de Romantik devirde bu sanatın bir barbar
sanatı olduğu düşüncesi bertaraf edilmiş, ancak Gotik üslubun ismi
yerleşmiştir.
|
|
Göbek taşı
|
Türk hamamlarında sıcaklık denilen kısımda, terlemek için altından
ısıtılan, yerden yarım metre kadar yükseklikte bir set.
|
Gök mavisi (Fr. bleu céleste,
bleu d’azur):
|
Bulutsuz havadaki gök rengi
|
Gömme sütun (Fr. colone
engagée)
|
Yukardan aşağı, yarısı duvara gömülü sütun. Eski Romalılar ve Osmanlı
mimarisinde de Türkler kullanmışlardır.
|
Görsel Algı
|
Görsel duyunun birincil öneme sahip olduğu algılama biçimi. Dikkatini
belli bir nesnede yoğunlaştırmış bir kişi
önce nesneyi görür, nesnenin dış hatları, kütlesi, rengi göz
mer-ceklerinden geçerek beyinde bir cimge' olarak kaydedilir. Bu süreçte
beynin kaydettiği, yalnızca nesnenin görünümüdür. Kişi, yaşantılarına bağlı
olarak o nesnenin göze görünmeyen özelliklerinin de olduğunu bilir. Nesnenin
göze görünmeyen özellikleri, o nesnenin algılamayla ilişkili olan içeriğidir.
Algılamada nesnenin görünümünün tüm bilincine ereriz. N.K.
|
Görsel Gösterge
( İkon) |
|
Görsel Kültür
|
'Sanat' teriminin yerine kullanılan bir terim.N.K.
|
Görsel Nitelikler
|
Bir sanat eserinde, sanatın ilkelerini ve ele¬manlarının ölçülü
düzeni. Bu estetik nitelik, biçimci kuramın odağına alınmıştır.N.K.
|
Görsel Sanatlar
|
Görsel algılamanın söz konusu olduğu sanat dalları: resim, heykel,
sahne sanatları vs... "Görsel sanat ne kadar gizlemeye çalışırsa o kadar
açığa vurur: sanat bir şey üzerine 'konuşurken' başka bir şey konusunda
susar", Richard Leppert.N.K
|
Göz pencere
|
— Binaların çatı katlarında ya da kapı üstlerinde yuvarlak ya da
beyzi küçük pencereler. 17 ve 18. y.y.’da göz pencereler gayet süslü
yapılırdı.
|
Gözaldatan eser (Fr. trompe
l’oeuil):
|
Özellikle Rönesansda bir şeyi büyük bir dikkatle taklit ederek adeta
canlı imiş gibi gösterme çabasından doğmuş olan resimler. Örn. Denner, ya da Meissonnierelbi senin
düğmesi üzerindeki ışıknoktası içinde karşısındaki bir manzaranın yansıyan
görüntüsünü resmetmesi gibi. Ya da Rafael’in bır tabak üzerine yaptığı para
resminin garsonu aldatması hikâyesi gibi bir şeyin aynisini yapma çabasından
meydana gelen resimlere denir.
|
Grafik sanatlar
|
Tahta baskı, bakır, çinko gravür ve litografi yolu ile yapılan resimleri çoğaltıcı sanatlara
denir. Dürer’den bu yana gittikçe gelişmiş olan grafik sanatlar bilhassa çağımızda büyük bir gelişme
kaydetmiştir.
|
Graffito — sgraffito — (Ital.):
|
Bir keramik vazo süs tekniğidir. Kabın yüzeyi üzerine bir renk
sürülür, istenilen figürler sivri bir uçla kazanır ve kabın kendi esas rengi çıkar. Bunun üzerine
sırsürülür ve kap tekrar pişirilir. Bu işlem duvar üzerine de yapılır. Bugün
bu teknik sgraffito olarak adlandırılmaktadır.
|
Greko Romen
|
Yunan sanatının Roma sanatı ile karıştığı Çağ.
|
Grifon (Fr. griffon; İng.
griffon, griffin. gryffon; Alm. Greif
|
): Kartal başı, kanatları ve pencesi ile aslan vücudunun
birleştirilmesinden meydana gelen hayali varlık.
|
Grizay (Alm. Grisaille; Fr
grisaille, camaieu):
|
Bir tek rengin daha çok grinin açık koyusu ile boyanmış heykel ya da
tahta, bez porselen ve cam üzerine yapılmış resim. Grizay, Barok’ta heykel
resimlerinin yapılmasında yararlanılmış bir tekniktir.
|
Grotesk (Fr. grotesque; İng.
grotesque; Alm. Groteske):
|
Acaip, komik. (karikatür gibi mübalağalı) anlamına gelir. Grotesk
bilhassa çiçek dalları, meyveler, perde ve hali motifleri ile yapılan bir
çeşit süsleme şekli. Grotesk Romalılar tarafından bulunmuştur. Sonraları
Rönesans Roma antik eserlerinden groteski alarak çeşitli eserlerde
kullanmıştır. Raffael’in Vatikandaki grotesk’leri bilinmektedir.
|
Guvaj (Fr. gouache; Alm.
Guaschmalerei):
|
Kapatıcı renkleri olan bir sulu boya tekniğidir. Renklerin içine
beyaz karıştırılarak boyalar hazırlanır. Yapıştırıcı, alarak arap zamkı
kullanılır. Bugün piyasada satılan plaket boyaları grotesk boyanın
özelliklerini taşımaktadır.
|
Gülbezek (Fr. rosace; İng.
rose. window; Alm. Rosette):
|
Yuvarlak biçimde düzenlenmiş, gülü hatırlatan mimari süs. Bilhassa
Gotik mimaride kullanılmıştır, İslam mimarisi de Gülbezek kullanmıştır.
|
Gümüş beyazı (Fr. blanc
d’argent; Alm. Kremser Weiss):
|
Kurşun üstübecinden yapılan boyadır. Zehirlidir. Kükürtlü boyalarla
karışımları kararır.
|
Günah çıkarma hücresi Katolik
kiliselerinde bulunan küçük bir hücre olup bunun içinde, kafesli bir pencere
arkasında papaz bulunur. Günah çıkarma hücresi penceresinin önünde de
günahkar kişi papaza günahını anlatır.
|
|
Güneş tayfı
|
(prisma renkleri).
|
Güzel sanatlar
|
Beş türlü olarak tasnif edilmiştir. Bunlar mimari, resim, heykel,
müzik ve edebiyattır. Bunlardan mimari, resim ve heykele plastik sanatlar
denilir. Plastik sanatlar deyimi, derinlik ifadesinin bu sanatlarda anlatım
alanına girdiği içindir.
|
Güzel sanatlar akademileri (Osmanlıca, sanayii nefise mektebi Fr.
école des Beaux-Arts):
|
Akademi deyimi çok eskidir. Ancak bugünkü anlamda ilk sanat akademisi
tesisi Pariste Louvre Müzesinde Fransız klasisist ekolün şefi olan Jacques
Louis David tarafından kurulmuştu. Burada 1807 yılına kadar atölye
çalışmalar, devam etmiş sonra müdürlüğe İngres, ondan sonra da Delacroix
getirilmişti. Güzel sanatlar akademileri sonra gelişmiş ve bütün dünyaya
yayılmıştı. Bizde ilk akademi İstanbulda arkeolog-ressam Osman Hamdi Bey
tarafından kurulmuştur
|
Sözlük
▼
Sanatçılar
▼
Sanatçılar
▼
Sanat Tarihi
▼
Akımlar
▼
Sanat Alanları
▼
Mimarlık
▼
Müzik
▼
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder