Avrupa'da daha XVIII.yy’da birçok habercisi ortaya çıkan ve Fransız Devrimi’nin manevî evladı olan romantik akım, duyarlılık alışkanlıklarını altüst eden toplu bir devrim yarattı, çağın dinî düşüncesini, sanat yapısını kökünden değiştirdi. Bu arada devrimci olan romantik müzik de, kendinden önce gelmiş olan kuşaklara, özellikle klasikçiliğe ve klasik olarak değerlendirdiği her şeye nefretle karşı çıktı.
Fransız besteci Berlioz için sadece Gluck ve Beethoven değerliydi; Alman besteci Wagner'in gözünde geçmiş daha da önemsizdi.
Aydınlanma Çağı’nda, her şey
yeniden ele alınarak incelenmiş, her şey titizlikle sorgulanmıştır. Klasik sanatçı, ruha hitap etmeden önce, estetik mantığının katı kurallarına uyardı. Güzel, zekâyı ve duyuları büyüleyen (Voltaire) şeydi. Bunların aksine, her an coşkulu hayaller ve yeni heyecanlar arayışında olan romantik sanatçı, varlığı, ifadeyi, tutkuyu, doğayı ve rengi yücelterek sanatta her türlü uzlaşmaya, « kafadaki ve kalpteki » her türlü şüpheciliğe karşı savaştı.
Romantizmin, kendini ilk ifade
ettiği dal edebiyat oldu; o da sanatın bütün dallarını peşinden sürükledi. Akla
karşı duygunun tepkisi olan edebî romantik akım, XVIII. yüzyılda İngiltere ve
Almanya'da, daha sonra XIX. yüzyılda Fransa, İtalya, Ispanya’da ve İskandinavya
ülkelerinde yayılmaya başladı. Almanya'da olduğu gibi Fransa'da da, müzikte
yeni çiçek açan romantizm, edebî akımı yakından takip etti.
Heyecanları dile getiren ve Liszt
tarafından « İlahî ve şeytanî bir sanat » diye nitelenen, daha önce XVIII.yüzyılın
rasyonalistlerince bir eğlence sanatına, bir ses oyununa indirgenmiş olan
müzik, saf müziğin zaferi adı altında, duyuları okşamak ve ruhu büyülemekle
görevli yüksek bir sanat haline geldi: aklın zorlamalarından kurtularak
heyecanları ve duyguları serbestçe ifade edebilir oldu. Berlioz şöyle demekten
hoşlanırdı: « Müzik, sanatların en şiirsel, en güçlü ve en heyecan verici
olanıdır. » Klasik müzisyen ereği kendi olan bir dünyada yaşıyordu: sesler
evreninde. Coşkulu ve ateşli romantik müzisyen bu evreni terennüm edecekti.
Thema Larousse
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder