Sözlük

Sanatçılar

Sanatçılar

Neo Dada

Asla örgütlü bir hareket olmayan neo-Dada, 1950’lerin sonlarıyla 1960’larda, birçoğu New York’ta yaşayan ve çalışmalarıyla hararetli tartışmalar yaratan bir grup genç deneysel sanatçıya takılan çeşitli adlardan (yeni gerçekçiler, olgusal sanatçılar, polimateryalistler ve ortak hedef sanatçıları’nın yanı sıra) biriydi. O sıralarda sanatta formel saflık yönünde belli bir eğilim söz konusuydu ve bu en iyi Geç-Resimsel Soyutlamacıların eserlerinde örnekleniyordu. Bu eğilime bilinçle karşı çıkan neo-Dadacılar, humor, nükte ve eksantriklik arayışıyla malzemeleri ve ortamları birbirine karıştırmaya koyulmuşlardı. Neo-Dada bazen de 1950’ler ve 1960’larda ortaya çıkmış Harfçilik, Beat sanatı, Dehşet Sanatı, Nouveau Realisme ve Stüasyonist Enternasyonel gibi çeşitli yeni hareketleri ifade etmekte başvurulan bir genel terimdi.

Robert Rauschenberg (1925-) Jasper Johnes (1930-) Lary Rivers ( 1923-2002), John Chamberlain (1927-) Richard Stankiewicz (1922-1983) Lee Bonlecou (1931-), Jim Dine (1935-) ve Claes Oldenburg(1929-) gibi sanatçıların gözünde, sanat olmayan malzemeleri sahiplenerek, sıradan gerçekliğe kucak açarak ve popüler kültürü yücelterek genişleyecek ve kapsayıcı olacaktı. Bu doğrultuda, Soyut Ekspresyonistlerle birlikte anılan yabancılaşma ve bireyselciği, topluluğa ve çevreye ağırlık vererek sosyalleşen bir sanat lehine reddediyorlardı. Ortaya çıkan sonuç da deney yapmaya ve çapraz verimliliğe dayalı yeni bir estetikti.


Aynı dönemde, özellikle Amerika’da, Dada hareketiyle Marcel Duchamp’ın çalışmalarına duyulan ilgi de canlandı. Dada’nın “ne olsa gider” tutumu, asıl Dadacılar gibi yüksek sanat geleneklerini protesto ederken ortodoks olmayan malzemelere başvuran sanatçılarca kesin olarak benimsendi. Pablo Picasso’yla Kurt Schwitters’in kolâjları, Duchamp’ın hazıryapımları ve “Sürrealistlerin gündelik nesnelerin “muhteşemliği”ni ortak bir kamusal dile çevirme çabaları, onlar açısından en önemli esin kaynaklarıydı. Yeni sanatın fikirleri yeni eleştirel fikirlerle de uyum içindeydi. Jakson Pollack’ın çalışmaları sanatçı Allan Kaprow tarafından, saf soyutlamaya dönük olmaktan ziyade gündelik hayat dünyasına işaret etme zemininde yeniden yorumlanmıştı.
Aynı dönemin etkili isimleri arasında besteci John Cage, mucit Buckminster Fuller ve medya teorisyeni Marshall McLuhan bulunuyordu.
Koyu milliyetçiliğin hâkim olduğu bir çağda McLuhan’ın “küresel köy” kavramı ve Fuller’ın dünyayı tek bir bütün olarak takdim eden “Uzay Gemisi Yeryüzü” fikri, pek çok insana, genelgeçer kaderci çağdaş toplumsal eleştiriden ve varoluşsal felsefeden daha umutvar bir yol göstermekteydi.

Neo-Dadacı eserlerin çoğu gibi Cage’in karma ortamları birlikte kullanması ve dansçı Merce Cunningham’la işbirliği halinde yaptığı çalışmalar da tesadüfi ve deneysel öğeleri öne çıkarıyor, toplumsal çevreyi vurguluyordu.

Neo-Dadacı eserlerin en önemlileri, Rivers’in Washington Crossing  the Delaware (1953),


Rauschenberg’in 1954-1964 tarihli “kombineler”i, Johns’un 1961-1971 tarihli Map, ayrıca yine John’un bayrakları, hedefleri ve sayılarıydı. Rivers’in Emanuel Leutze’nin ünlü 19.yüzyıl tarihi resmini yeniden çalışması, ilk sergilendiğinde New York sanat dünyasında dudak bükülerek karşılanmıştı.
Onun soyut ekspresyonist tarz benzeri, moda görülmeyen tarih resmi ve figürasyonun “bulaştığı” kompozisyonlarıyla Rivers, hem geçmiş hem de o anki ustalara saygısız biri gözüyle değerlendiriliyordu. Bayrakların gerçeğe uygun kalitesi –bilinen nesnenin yepyeni bir gözle yorumu- insanların onun statüsünü sorgulamalarına yol açmıştı: Bu bir bayrak mıydı, resim mi? Keza, Rauschenberg’in yenilikleri de sanatın sınırlarını sorguluyor ve uzatıyordu. Rauschenberg, Johns ve Rivers çok farklı eserler yaratmalarına rağmen soyut ekspresyonist tarzı dönüştürmekte, geleneğe saygı göstermemekte ve Amerikan ikonografisini kullanmakta birleşiyorlardı. Bu üç sanatçının pop Sanat, Kavramsal Sanat, Minimalist Sanat ve Performans Sanatı gibi sonraki akımlar üzerindeki etkisi bir hayli fazla olacaktı.

 Larry Rivers ile Nouveau Realist sanatçı Jeon Tinguely’nin dokunaklı bir işbirliğiyle ortaya koydukları Turning Friendship of America and France (1961), pek çok açıdan Neo-Dada projenin tipik örneğidir. Yeryüzüne benzer şekilde dönüp duran bu çalışma, barış içinde bir arada yaşamanın olabilirliği ve istenilirliğini sergilemekte, her düzeydeki kültürel alışverişleri (sigara paketleri görüntüleriyle simgelenerek) yürütmekte ticaretin kullanılmasını vurgulamaktadır. Benzer şekilde, Johns’ın Fuller haritası bu yeni, birbiriyle bağlı sanat dünyasına ve sanat ile teknoloji arasındaki işbirliği anlayışına dair güçlü bir imge sunmaktadır.


Neo-Dada sanatçıları bütün heterojenliklerine rağmen derin izler bırakmışlardır. Görsel sözlükleri, teknikleri ve her şeyden önce seslerini duyurma kararlılıkları, Vietnam Savaşı’nı, ırkçılığı, cinsiyetçiliği ve hükümet politikalarını protesto eden sonraki sanatçılarca benimsenmiştir. Katılıma ve performansa verdikleri ağırlık da 1960’ların sonunun siyaseti ve Performans Sanatı’na damgasını vuran aktivizme yansımıştır. Neo-Dadacıların bir dünya topluluğuna ait olma anlayışları, kendilerinden sonraki dönemlerin oturma grevleri, savaş-karşıtı protestoları, çevre protestoları, öğrenci protestoları ve sivil haklar protestolarının habercisi olmuştur.

Modern Çağda Sanat, Amy Dempsey, Çeviri: Osman Akınhay, Akbank Yayınları


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder