Sözlük

Sanatçılar

Sanatçılar

Cumhuriyet'in Başkenti Ankara (Mimarlık)


Cumhuriyet sonrası Ankara'daki imar hareketleri mimarlık tarihimizin önemli bir evresini oluşturur. Bu başlıkta bir çok değerli çalışma yapılmıştır. Okuma Atlası'nın yaklaşımı içinde büyük resmi göstermek niyetiyle  bu sayfayı oluşturdum. "Bir Başkentin Oluşumu"  sayfası sayesinde gerek plan, gerek yapı stokunun görüntülerine ulaşmış oldum. Henüz savaştan çıkmış bir ulusun, her şeyi yeniden yapılandırırken, mekanı da bütüncül bir anlayışla tasarlama azmi dikkate değer. B.Berksan

1.Dünya Savaşından sonra yeni Türk Devleti bir bağımsızlık savaşıyla kendini kabul ettirmiş; iç sorunlara da Cumhuriyet’in ilk yıllarındaki çalkantıları atlattıktan sonra yönelebilmiştir. Türk toplumu bir yandan iç sorunlara çözüm ararken, öte yandan mimarlık alanında da ülkede büyük etkinliklerinin gerçekleşmesinin zorunluluğuyla karşı karşıya kalmıştır. Bu etkinliklerinin başında Ankara'nın imar edilmesi ve yeni Cumhuriyet’in örgütlenme gereksinmelerini karşılayabilecek yönetim yapılarının üretilmesi gelmiştir.

Hastaneler, okullar, fabrikalar ve bayındırlıkla ilgili başka yapım etkinliklerin en kısa zamanda gerçekleştirilmesi söz konusu olmuştur. Ancak 1.Ulusal Mimarlık akımının beraberinde getirdiği klasik Türk mimarlık öğeleriyle geleneksel yapım yöntemlerini kullanarak yeni mimarlık işlevlerini gerçekleştirme olanağı bulunamamıştır. Daha çok simgesel nitelikteki bu akım, ulusal birliğin ve bağımsızlığın sağlanmasından sonra, özellikle Ankara'nın imar etkinliklerinin başlaması ve Türkiye’ye gelen yabancı mimarların etkisiyle yerini Akılcı-İşlevci Mimarlık akımına bırakmıştır.

1927den sonra Cumhuriyet dönemi mimarlığı. Türk toplumunun yapısında Batı anlamında gelişen değişikliklerin ışığı altında yeni bir görünüm kazanmıştır. Genellikle. Alman ve Avusturyalı olan bu yabancı mimarlar, hem eğitim kurumlarının temel eğitim yöntemlerini saptamışlar hem de meslek alanındaki etkinlikleriyle Yeni-Klasikçi davranışları yıkarak Türkiye'de daha çağdaş, daha köklü mimarlık atılımlarının gelişmesini sağlamaya çalışmışlardır. Ankara, Alman kent plancı Jansen tarafından hazırlanan plan ve yönetmeliklere göre geliştirilirken. 1927de Avusturyalı mimar Holzmeister’in yeni yönetimin gereksindiği yapılan planladığı ve bunları uygulama alanına soktuğu görülür.  Holzmeister aynı zamanda Bayındırlık Bakanlığı'nda danışmanlık ve öğretim kurumlarında hocalık görevlerini de üstlenmiştir.  

....

1920'lerin sonundan 1940'lara değin süregelen dönemde. mimarlık etkinlikleri Atatürk devrimlerine koşut gelişmiştir. Genelde. simgesel gereksinmelerden başka sorunları da mimarlık etkinlikten içine alan Cumhuriyet dönemi mimarlığının çağdaş Batı mimarlık düşüncesiyle karşılıklı etkileşimini sağlayan bu dönem. Türk mimarlarının Batıyı bilinçli olarak değerlendirmelerine olanak sağlamıştır. Batı'da Bauhaus etkisiyle yaygınlaşan, yalınlık, ekonomiklik, akılcılık ve işleve uygunluk gibi ilkeler. Türkiye'de 1930'lardan sonra geçerli olmaya başlamış, kent plancılığının ve mimarlığın bir bütün içinde düşünülmesi gerçeği gene bu dönemde ağırlık kazanmıştır. Eczacıbaşı Sanat Ansiklopedisi



Modern akımın başlangıcı olarak alınabilecek 1927 yılı erken Cumhuriyet mimarlığı için bir dönüm noktası sayılabilir. Bu yıl yabancılara (bu arada mimarlara) Türkiye'de çalışma imkânı tanıyan Teşvik-i Sanayi yasası çıkarılmış, Ankara master planı için bir yarışma açılmıştır. Aynı yıl Ernst Egli ve Clemens Hozmeister Türkiye'ye gelmişlerdir. Milli mimarlığın önemli temsilcisi Kemalettin Bey'in bu yıl içinde vefatı, zaten gözden düşmeğe yüz tutmuş olan milli mimarlık döneminin de sonunun geldiğinin bir işareti gibidir.

Türkiye' de modern mimari en etkili ve hararetli yıllarını 1929-34 yıllan arasında yaşamıştır. Bu yıllar Atatürk'ün Onuncu Yıl Nutku'nda belirttiği gibi "az zamanda çok işlerin başarıldığı" döneme denk düşmektedir. Yani o yılların dinamizmi ve ruhu mimarlığa da yansımıştır.

Cumhuriyet ideolojisi topyekûn modernleşmeyi hedeflemiştir. Çağdaş batı uygarlığına ulaşma kent ve köy planlamasından mimariye, asri yaşam biçiminin gerektirdiği bina iç donanımından giyime, müzikten resme kadar, kısaca bir kültür kalkınmasını gerçekleştirmek için her alanda öngörülmüştür.

Modern bir başkent olarak hiç yoktan var edilecek Ankara'nın Cumhuriyet'in çağdaşlık simgesi olarak diğer kentlere örnek oluşturması düşüncesi bu projenin önemli bir aşamasıdır. Şehirlere çağdaş uygarlığın getirilmesi için planlı gelişme öngörülmüş, yeni yasal düzenlemelerle kentlerin sağlıklı, temiz ve güzel yaşam mekanları olması hedeflenmiştir.

"Köylü Milletin Efendisidir" sloganından hareketle köye medeniyet götürmek amacıyla ideal (örnek) köy projeleri düşünülmüş, 1933'te 69 köy tasarlanmıştır. Resim alanında çağdaşlaşma yolunda önemli bir gelişme, 1932-46 yılları arasında etkinlik gösteren ve ülkeye soyut batı resim sanatını tanıtan D grubu ressamlarının çalışmalarıdır.

Müzik öğretmeni yetiştirmek üzere kurulan Musiki Muallim Mektebi'ne 1935 yılında Paul Hindemith'in davet edilmesi rastlantısal değil bu projenin bir parçasıdır. 1936 yılında Ankara Devlet Konservatuarı'na çevrilen okulda müzik, tiyatro, opera ve bale eğitiminde batı sanatı esas alınmıştır.

Mimarlık alanında çağdaşlaşma Osmanlı mimarlığından elemanları tekrar eden, dolayısıyla yeni Cumhuriyet'in ideolojisine ters düşen, hakkında yerici çok yazının basında çıktığı milli mimari üslubunun bırakılarak, batı dünyasında mimarlığı 1922-32 yılları arasında ortak bir anlatıma götüren uluslararası üslubun hem uygulamada hem eğitimde benimsenmesi şeklinde kendini göstermiştir. Uluslararası üslup önce yabancı mimarlar tarafından ülkede uygulanmaya konmuş, sonra yerli mimarlar arasında da kabul görmüştür.

1930’lar Türk Mimarisinde Erken Modernizm, İnci Aslanoğlu. Cumhuriyet'in Mekanları/Zamanlan/İnsanları, Sempozyum Bildirileri.

Ankara Şehri 1924 Haritası

I.Ulusal Mimarlık  Dönemi Kamu Yapıları

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder