Sözlük

Sanatçılar

Sanatçılar

H

Hacet penceresi
Evliyaların türbelerinde sandukanın bulunduğu odanın içine bakan parmaklıklı küçük bir pencere olup buradan ziyaretçiler dua ederler.
Hacim  (oylum).

Haç  (Arap. salip; Fr. croix; Alm Kreuz):
Eski zamanlardan bu yana çeşitli ülkelerde görülen süsleme ve sembol formudur. Hıristiyanlıkta İsa’nın çarmıha gerilişini temsil etmekte olup, başka kültürlerde de süs motifi olarak kullanılmıştır. Haç işaretleri çeşitli isimlerde ve çeşitli biçimlerdedir. Örneğin bunlardan Cilâlı Taş Çağında görülen ve muntazam bir artı işareti biçiminde olana Yunan haç, denilir. latin haçı; andrea haçı vb.
Hafifletme kemeri  (Fr. arc de décharge)
Boşaltma kemeri de denir. Hafifletme kemeri, kapı ve pencere gibi mimari açıtların üstüne konan kirişin, üzerine gelen ağırlığı azaltmak için, kirişin üst tarafına yapılan kemer. Böylece kirişin üzerine gelen duvar ağırlığının bütünü kemer aracılığı ile yan duvarlara aktırılmış olur.
Hafriyat  
Kazı
Halk sanatı  (Alm. Volkskunst; Fr. l’art populaire):
Yapılışı ve kullanılışı. belli bir yöredeki kentleşmemiş halka ait olan eşyayı kapsayan sanatlar. Halk sanatı  ‘nın yapıldığı yerler, köy ve kasabalar ile seçkin yönetim sınıfının etkilemediği kent dolaylarıdır. Halk sanatı  , yöresel geleneklere sıkı sıkı ya bağlıdır ve kişisel buluşlara pek az tahammül eder. Bu bakımdan halk sanatı, yaşayan ve devamlı değişen kişisel çağdaş sanat akımlarına ters düşer. Halk sanatını yapan kişi çalıştığı işin geleneksel biçim, renk ve tekniğini ve hatta aletlerini muhafaza eder ve devam ettirir. Bu yüzden halk sanatının bir işi yeni de yapılsa, y.y.’lar öncesinin örneklerinden ayrılık göstermez. Yöresel giysiler, çeyizler, kapkacak, at arabaları. koşumlar, araba süslemeleri, köy evleri ve möbleleri, dokuma, kilim, çorap. heybe, çadırlar, mahalli süs eşyaları, kahvelerde yeralan kimi resimler ile bu alanla ilgili özellikleri taşıyan herşey halk sanatı  örnekleridirler.

Bugün halk sanatını etkileyen ve bozan etkenler, endüstri ürünlerinin ucuzluğu, her yere girmesi, makinenin alet olarak halk sanatı eşyalarının yer yer yapımında kullanılması, kent yaşamının köy ve kasabalara girmesi, ayrıca turizmin halk sanatı  işlerine olan isteği nedeni ile üretimin zevki dejenere etmesidir. Bugün geri kalmış diye adlandırılan ülkelerde halk sanatı  henüz sağlıklı yaşamını sürdürebilmektedir. İlk kez I9. y.y.’da halk sanatı  ile ilgili eşya, batılı ülkeler tarafından toplanmağa ve müzeleri kurulmağa başlar. 1928 de ilk halk sanatı kongresi Prag’da yapıldı. “Art Populaire, travaux artistiques et scientiphiques au premier congres international, 2 Bde, 1932” diye bir de kitap yayımlandı. Halen ülkemizdeki halk sanatı ile ilgili eşyayı yurdumuzu tarayarak toplayan bir hayli yerli ve yabancı kolleksiyoncu vardır.
Hallstatt kültürü 
Avusturya’da bulunan bir kazı yerine göre isim verilmiş M.Ö. 900—500 arası Avrupadaki ilk demir devridir.
Halvet  (Fr. niche, cabinet, loge):
Hamamlarda bir kişinin yıkanmasına mahsus kurnalı hücre. Ayrıca ibadet için bir insanın kapandığı oda. Hamamlarda terlemek için yapılmış sıcak yer.

Hamam
Yıkanılacak yer. Bura da yalnız eski hamamlar kastedilmektedir. Antikitede hamamlar, Romalılar zamanında çok gelişmiş ve bugünkü en mütekamil topluma mahsus hamamlar kadar iyileri yapılmıştı. Roma hamamları bekleme yerleri, soyunma yerleri, soğukluk, sıcaklık kısımları, yüzme havuzları ile muazzam tesislerdi. Biz hamamların geliştiği bir diğer zamanı da Osmanlılarda görüyoruz. Hamamın ısıtıldığı yere külhan denir. Bilhassa Osmanlı hamamları Türk hamamları adı ile bütün dünyada ün yapmıştır.
Hamlama
Porselenin yapılmasında çamurdan eşyanın ilk kez pişirilmesine denir.
Hamur boya  (Fr. couleur en pâte):
Boyayı ince hamur kıvamında kullanma. Bu çalışma bilhassa barok çağ ressamlarından olan Rembrandt’da ilk ve en güzel örneğini vermiştir. Zamanımız resminde de hamur halinde boyayı kullanma önem kazanmıştır.
Han 
Eskiden kent ve kasabalar da ya da yol üzerinde yolcuların hayvanları ile birlikte konakladıkları ya da kaldıkları binalar.
Hane
Ev, mesken,
Hanikah (hânekah)  (Fr. khanakah; Arap. khânegah):
Merkez. İlk niteliğine sahip büyük tekke. Dergâh.
Hareketli resim  (Alm. Kinetische Kunst; Fr. peinture cinétique)
Basit, çoğunlukla geometrik biçimli, kaleidoskop örneği resimler, ışıklı borular, cam, plastik maddeler, metal plaklar, jaluziler, mercekler ve lambalar ve giderek makineler aracılığı ile elde edilen resim ya da hayallerine denir.
Harem  
İslam evlerinde yalnız kadınlara mahsus olup erkeklerin girmesine yasak olan kısma verilen addır.
Harman
Yapı malzemesi olan harç ya da beton yapmak için kum kireç ve çimentoyu orantıl, olarak bir yığın yapıp bunları muntazam bir şekilde sıra ile karıştırarak yığının her tarafına istenilen maddelerin dağılmasını (su katılmadan önce) temin etmeye denir.
Hasbahçe

  Saraylarda krallara mahsus olan bahçeye denir.
Hasır örgü
Roma ve Bizans sütun başlıklarının hasır biçimindeki oymalı süslemeleri.
Hat 
Çizgi anlamına  kullanılmaktadır. Ancak hattı doğru anlamına kullanmak gerekir.
Hatai  (Arap. hataî):
Stilize yaprak, filiz ve çiçek motiflerinin bir birine dolaşması ile meydana gelen, Ortaasya menşeli Türk tezyinatına verilen isim
Hâtem
  Mühür.
Hâtemkari (Fr. glyptique):
Sert taş ya da maden üzerine mühür kazıma ya da kakma sanatı. (glyptik)
Hatıl
Bir duvar içinde ufki olarak konulan beton, tahta, ya da tuğla kiriş. Hatıl duvar içinde, üzerine gelen yükü, eşit bir şekilde duvarda ufki olarak dağıtmak için kullanılır.
Hatire
Etrafı çitli, duyarlı ya da parmaklıklı aile mezarlarına denir.
Hator 
Eski Mısırda öküz boynuzları olan bir tanrıdır.
Hator üslübu 
Eski Mısır’da kullanılmış bir mimari üslübu olup bunda sütunların başlıklarında boynuzlu Hator tanrısının kabartmaları bulunur.

Havale
Yüksek anlamına gelir. Havale yıkılacakmış gibi yüksek bir bina anlamına gelir. Tahta perde anlamına da kullanılır.
Havs
( revaklı avlu).
Hava perspektifi  (Fr, perspective aérienne) (Alm. Luft perspektive):

Çizgiye dayanmayan ve renklerle elde edilen derinlik.
Hayali resim 
İnsanın kafasında tasavvur edip hiçbir yere bakmadan yaptığı resme denir.
Hayat 
Üstü kapalı, önü tamamen bahçeye açık oda gibi, yazın ev halkının oturduğu yer.
Hazne
Hariçten boru ile bir eve getirilen suları bir yerde toplamak için yapılan depo gibi yer, havuz. Bunların büyüklerine ayazma denir.
Helenistik Çağ sanatı  (Fr. hellenistique; İng helenistic; Alm. Hellenistik; Arap. heleni):
Makedonya kralı İskender’in Önasyaya hakim oluşundan Romalıların bu yerleri zaptına kadar olan zamanda yapılan sanat. Bu sanat barok üslübu karakteri göstermiş ve Yunan klasik sanat ile ortaya konulan prensiplerin dağılmasını temin etmiştir.
Hemispeos 
Eski Mısırda içi kayalara oyulmuş, cephesi dışarıda inşa edilmiş bir tapınak biçimidir.
Hereon 
Eski Yunanda kahramanların adına yapılmış olan tapınaklara verilen isimdir.
Herkülanüm 
Romalılar zamanın bir kent olup, Pompei ile birlikte M. 5. 79 yılında Vezüv yanardağının püskürttüğü lavlar ile ortadan kalkmıştır. Pompei gibi Herkülanum da bugün kazılarla ortaya çıkarılmıştır.
Hermitaj  (Fr. hermitage):
Avrupa krallarının şehir ve saray hayatının gürültü ve merasiminden uzak inziva halinde yaşadıkları saraylarına verilen isimdir.
Heykel  (Fr. sculpture; Alm. Plastik):
Taş, bronz, ağaç, kil, alçı gibi maddelerle bir şeyi üç buutlu olarak tasvir etme sanatından çıkmış bir eser. İlk heykel eserlerinde yararlanılan maddenin ayrıca boyandığını fakat sonraları bizzat maddenin kendi renginin tercih edildiğini görüyoruz. Heykel bazı Çağlarda mimari yapının bünyesinden ayrı olarak dikkate alınmış, bazı ülkelerde yapının bünyesine uyan bir anlayışta yapılması uygun görülmüştür. İlk çağlarda h., tamamen tanrısal bir anlamdaki tasavvurları tasvir etmiş, zamanla krala ve sonra halk arasındaki lalettayin kişilerin, kimselerin heykellerine dönülmüştür. Zamanımızda ise h.’in plastik değerleri, eski çağların anlayışından çok farklı durum göstermektedir. Ayrıca doğa formların don, resme oranla daha az ayrılan sanat da heykel sanatıdır.
Heykelci kalemi 
Heykelcilerin kili işlemek için kullandıkları ağaç ya da çelik.
Heykel sütun 
Bilhassa Yunanda görülmüş bir sütun biçimi olup bunların kadın heykeli biçiminde alanlarına karyatid, erkek heykeli biçiminde olan sütunlara da “atlant” denir. ( karyatid, atlant).
Hristiyan sanatı
Bu sözcük altında ilk Hıristiyan sanatı kastedilmiştir. M.S. ilk y.y.’da Hıristiyanlığın yayıldığı Önasya ve İtalya’da bu din için yapılmış yapı, heykel, resim gibi eserleri içine alır. İlk Hıristiyanlığın tapınakları olarak bazilika formu kullanılmağa başlanmıştır. Heykeller: sarkofaj (mezar sandukası) rölyefleri, fildişi üzerine rölyefler, katakomplarda duvar resimleri, mozaikler, minyatürler ve küçük el işleri olarak dini eşyalar. İlk H.’nın formları an tik sanatın bilgilerine dayandığından bu SOn ot devrine aynı zamanda “Hıristiyan Antikite”si de denir. M.S. 6. y.y.’dan itibaren Bizans’ta Hıristiyanlık ilk kendine has özelliklerle yeni bir anlayışta bir sanat meydana getirir
Hilani
Birkaç ayakla çıkılan, önü revaklı ve açık, diğer üç tarafı sağır duvarlarla kaplı bir. Asur bina biçimidir. İlk örnekleri Hattilerde görülür ve Yunan megoronlarını hatırlatır.
Hint sarısı (Fr. jaune indienne):

Mango yaprakları ile beslenmiş ineklerin idrarından elde edilir. Dayanıklı ve bütün tekniklerde kullanılan bir boyadır. Kuruması zor olduğundan içine vernik koyulur. Piyasada bulunanlar taklit hint sarılarıdır.
Hipogrif  (Fr. hippogriffe):
Yunanca hippos = ot ve griffon = kuş sözcüklerinden alınarak yapılmış bir kelime. Vücudun ön yarısı kuş başlı, kanatlı, arka tarafı ise at biçiminde efsanevi bir hayvan.
Hipoje (Fr. Hypogée)

Yer altı mezarlarına denir. Hipoje eski kültürlerde Mısırda, Mezopotamyada Yunanda. Etrüsklerde ve Romalılarda görülür. Yerin altına kazılmış odalar halinde görüldüğü gibi, kayaların içine oyulmuş biçimde olanları da vardır. Bozan yerin üstüne inşa edilip üzeri toprakla tepe haline getirilmiş olanları da vardır. Yani tümülüsler ve kurganlar da hipojelerdir. H. genel anlamda bütün bu yer altı mezarlarını ifade etmektedir.
Hipokost
  Roma hamamlarında, hamamı ısıtmak için zeminin altın da dolaşan alev ve duman yolları. Türk hamamlarındaki cehennemlik karşılığıdır.
Hipostil  (Fr. hypostyle; Ing. hypostyle; Alm Saulensaal):
Genel olarak tavanı sütunlara dayanan salon, çok sütünlu yapı. Yunancada hipo = alt; stulos = sütun sözcüklerinden yapılmış sütünlar altı anlamındadır. Hipostil tavanı sütunlar üzerine tutturulmuş büyük salonlardır.
Hisar
Kentlerin uygun yerlerinde yapılan surlar ve kulelerle çevrili kalelere verilen isimdir.

Hiyeroglif
İnsan ve eşyaların basitleştirilip sembolize edilmiş biçimlerinden çıkmış bir Mısır yazısı olup 1827 yılında hatasız olarak Champollion tarafından okunmuştur.
Hol
Os. avlu ve taşlık anlamına gelir. Fransızca hol sözcüğünden dilimize geçmiştir.
Horasan
Bir çeşit harçtır. inşaat için pişmiş kiremit ve tuğlalar dövülerek toz haline getirilir. Kireç ve su ile karıştırılarak h. yapılır. Sağlam bir inşaat malzemesidir. Eskiden büyük yapıların ve kalelerin yapımında kullanılırdı.
Horus
Eski Mısırlılarda kartal başlı olarak tasvir edilmiş bir tanrıdır.
Hücre
Mimaride çeşitli biçimleri olan öğedir. 1. küçük adalara, 2. eski Türk mimarisinde kapı yanlarında duvara açılan kapaksız gözlere, 3. Batı mimarisinde duvarlara oyulmuş içine heykel konulan nişlere denilir.
Höyük
Eski kentlerin yıkılması ile teşekkül etmiş olan tepelere denir. Bu tepelere araplar “tel” ya da “töl” derler ki Mezopotamya’da bugün Tel-halaf bunlardan biridir.
Hun Sanatı

Hüner 
Becerik. Sanatta sanatçının el alışkanlığını ifade eder. Sanat bir h. değildir. Bu bakımdan h.sanat için bir meziyet sayılmaz. H.’li olanlara virtüyoz da denilir.
Hünkar mahfili (Fr. tribune impérial, moksourah; Arap. maksürah):
Osmanlı camilerinde padişahın namaz kılmasına ayrılmış, cami zemininden yüksekte, ayrı kapısı ve merdiveni olan yer.






Hiç yorum yok:

Yorum Gönder