Sözlük

Sanatçılar

Sanatçılar

Turan Erol


Renk lekelerinin egemen olduğu Lirik soyutlamacı kompozisyonlarıyla tanınır.
Ortaöğrenimini Milas'ta tamamlamış, 1944'te İstanbul Güzel Sanatlar Akademisi'ne (b,MSÜ) girmiş ve 1951'de mezun olmuştur. Dört yıl Bedri Rahmi EYUBOGLU atölyesinde çalışan Erol öğrencilik vıllarında ONLAR GRUBUnun (19481 kurucuları arasında yer almıştır. 1952-60 arasında Diyarbakır'da Ziya Gökalp Lisesi'nde resim ve sanat tarihi öğretmenliği ve yöneticilik yapmış, İstanbul'da bulunan Maya Galerisi ve yakın dostları aracılığıyla getirttiği tıpkıbasımlar ve heykel kopyalarıyla derslerini uygulamalı olarak yürütmüştür. 1955'te TBMM tarafından yeni meclis binasına koyulmak üzere açılan Vilayet Tabloları yarışmasına Diyarbakır'da yaptığı resimlerle katılan sanatçı, 1959'da İstanbul'da yeni açılan Ali Emiri Ortaokulu müdürü olmuş ve okulun kuruluş düzenlemelerini üstlenmiştir.

1960'ta Güzel Sanatlar Genel Müdürlüğü'nde şube müdürlüğüne atanan Erol, bu görevinin yanı sıra Ankara Kız Lisesi'nde sanat tarihi öğretmenliği yapmış, Dost ve Ulus dergileriyle Ulus gazetesinde haftalık yazılar yazmıştır. 1961' de bir yıl için Fransa'ya giden EroL. bu süre içinde Paris, Amsterdam ve Brüksel muzelerinde incelemeler yapmış, ayrıca OYMABASKI (gravürl teknikleri üzerinde çalışmıştır. 1963'te Fransız hükümetinin bir bursunu Neşet GÜNAL'la paylaşan sanatçı bu dönemde çağdaş akımları incelemiş ve tekniğini gcliştirmiştir. Avnı yıl'Güzel Sanatlar şube müdürlüğü görevinden ayrılarak Gazi Eğitim Enstitüsü (b.GÜ Gazi Eğitim Fak.) Resim-İş Bölümü Öğretim üyeliğine atanmış, bu görevini 1973'e değin sürdürmüştür. 1975'te "Türk Resminde İnsan ve Hayvan Figürü" adlı teziyle doktor unvanını almış; 1965-87 arasında AÜ Basın Yayın Yüksek Okulu'nda, 197678 arasında DTCFde, 1983-87 arasında Gazi Eğitim Fakültesi Resim Bölümü'nde, 1987-90 arasında da HÜ Güzel Sanatlar Fakültesi'nde ders vermiştir.

1950 ve 60'larda Erol'un resimlerinde geometrik bir stilizasyon egemendir. Ön planda yer alan figürün konumu, biçimsel yapısı, eylemi, tuval yüzeyini kübik bölümlere ayırırken, köy yaşamından seçilen bir kesitle çağrıştırılan konunun anlatım bütünlüğü saklı kalmaktadır. Erol'un sanatında sert çizgilerin geometrik eylemi kısa sürmüş, hemen ardından doğanın görsel dilini gizemlı bir yalınlıkta aktaran, yumuşak renk lekelerinin dağılımına ağırlık veren lekeci. Dışavurumcu bir eğilim belirginlik kazanmıştır. Doğanın gizemli atmosferine dağılan renk lekeleri soyut bir anlatırnın öncülüğünde, kırsal kesimin somut yaşam kesitini sunmaktadır. Mor lekelerden geçen bu üslup, köy yaşamına ve gecekondular dizisine kadar uzanmaktadır. Büyük Mor (1962), Tilala Köyü'nde Boranhaneler (1965-66), Köpekler (1969J. Mamak'a Dogru (1971) ve Gü::. Sonu (1973) adlı yapıtları bu özelliklerin gelişimini sergileyen resimleri arasında yer almaktadır. Altındag (1968), Yol Kıyısı Köyü, GeeellOndular (1973) gibi, gecekonduları konu aldıgı resimlerinde kırsal kesim insanının, büyük kentlerin çevresinde odaklaşan yaşam özelliklerini sergilemektedir, Erol'un yapıtlarında rengin görsel etkisi, lekenin soyut yalınlıgı, boyanın arıtılmış dokusu yaşamdan alınan bir görünüm, bir kesitle bütünleşmekte ve lirik, akıcı, duygusal bir anlam yük- , lenerek doga-insan-yaşam baglamını aktarmaktadır, Bunlarda izlenen temel deger, dogaya ve yaşama duyulan sevgi ve saygı dolu duyarlılıgın titreşimleridir. Dogayı özümlerken, öznel degerleri çarpıtmadan, yaşamsallıgına yorumsal bir biçimbozmanın agırıık kazanacagı kaygusu Erol'un bu konuya ilişkin birkaç örnekle yetinmesine neden olmuştur. Aile çevresinden birkaç dost portresi ve Mustafa Kemal ElZurum Kongresi'nde adlı çalışması, fiziksel, yaşamsal ve duygusal özelliklerin kişilik süzgecinden geçirilerek sunuldugu örneklerdir.

Turan Erol, 1970'lerde de gecekondulardan zeytin agaçlarına, Bodrum görünümlerinden İstanbul Bogazı görünümlerine uzanan resim çalışmalarını aralıksız sürdürmüştür. Zeytin agaçları dizisinde, tuval yüzeyine egemen olan tek bir zeytin agacı, kökleri, gövdesi ve yapraklarıyla dogayı ve yaşamı simgelernektedir, Bodrum görünümlerinde, yörenin mimari, dogal ve yaşam özelliklerini tuval yüzeyinde büyük lekeler oluşturan beyazın temiz, berrak degeriyle vurgulayarak aktarmaktadır. Bu resimler Erol'u, daha sonraki doga görünümlerine yansıyan yeni bir araştırmaya, soyut olan boşlugun ve sonsuzlugun somutlaştırılmasına yöneltmiştir. Oran Yöresinde Kar (1971), Zeytuni Badrum (1975) ve Kar Altında Gecekondular (19771 adlı yapıtları bu yönelişin örnekleridir. 1980'Ierde gerçekleştirdigi Bogaz'da Sabab'ta Erol'un duyarlıgıyla tuval yüzeyinin 3/4'ünü kaplayan bir deniz imgesi, sonsuzlugu çagrıştıran somut bir özellige dönüşmektedir. Sanatçının resim çalışmaları arasında, büyük bir özen ve önemle uyguladıgı duvar resimleri de dikkat çekicidir. Dört ayrı yarışma sonucu gerçekleştirdigi bu çalışmalarından ilki 1966'da yapılmıştır. Büyük Anılara Oteli'nde gece kulübünün duvar yüzeyini kaplayan 54m"lik resim, sunta üstüne bez ve yaglıboyayla yapılmıştır. Erol, Ankara'da Toprak Mahsulleri Ofisi Binası'nda toplantı salonunun fuaye duvarına yaptıgı 30m"lik taş mozaik çalışmasını 1977'de tamamlamış; Türk-İş Konfederasyonu Binası'nın toplantı salonu için de kazıma (SGRAFFlTO) teknigiyle 60m"lik bir yapıt üretmiştir. Denizli'de Hacı Bektaş İlkollulu'nun kentin bir meydanına bakan cephe duvarındaki 27,5m"lik taş mozaik çalışmasını 1970'te tamamlayan Erol, yapıtlarında güncel bir sorun olan enerji konusuna yeni boyutlar kazandırmış; aydınlıgın ve uygarlıgın temel çıkışı olan elektrik enerjisinin taşıyıcı ögeleri çelik direklerin kent görünümlerine egemen konumları, sanatçının özgün üslubuyla biçim bulmuştur, Sanatçı bu baglamda "kömür" konusunu da incelemiş, Kömür Dagıtım Yeri (1986) adlı dizisinde canlı renkli kamyonlar, çevre özellikleri ve resmin agırıık lekesi olarak kömür kümeleri betimlemiştir.

Erol, 1980'Ierin sonunda, özellikle de Kıyıda Sabah (1989) ve Kıyıda Gölge/ik (1989) gibi engin bir denizi işledigi tuvallerinde yaglıboyayı, suluboyayı anımsatacak ölçüde saydamlaştırmış, bu egilimini Verandadan Ötesi (1991), MilMı Anmısamak (1992) ve Erciyes (1993) gibi yapıtlarında da görüldügü gibi, 1990'Iarın başında da sürdürmüştür. Sanatçı 1980'den başlayarak gerçekleştirdigi pastel ÖLÜDOGA'larında çogunlukla vaw içinde mor renkli enginar çiçeklerini, bahçe güzellerini ve hatmileri işlemiştir.

Erol, 1957'den başlayarak Devlet Resim ve Heykel Sergileri'ne katılmış, 1961 'de yaptıgı Tırpan'la 22.sergide İkincilik. 1968'de yaptıgı Yamaç adlı ya• pıtıyla da 29.sergide Birincilik Ödülü'nü almıştır. 1971"de TRT Sanat Ödülleri Yarışması'nda Başarı Ödülü'nü, 1973'te Kültür Bakanlıgı Atatürk ve Cumhuriyet Ödülü'nü almış, 1980'de Sedat Simavi Vakfı Görsel Sanatlar Ödülü'nü Adnan VARlN• CA'yla paylaşmış, 1991'de de Devlet Sanatçısı seçilmiştir. 1972-75 arasında Birleşmiş Ressamlar ve Heykeltıraşlar Dernegi'nin başkanlıgını üstlenen sanatçı bu dernegin yayını olarak Sanat dergisini çıkartmıştır. Dört ciltlik Çagdaş Türk Resim Sanan Tarihi'nin birinci cildi (1980) ve Günümüz Türk Resminde Oluşunı Süresince Bedri Rahmi Eyuboglu (1983), 1991'de Devlet Sanatçısı seçilen Erol'un yayımlanan önemli yapıtlarındandır.
3400.     K.Giray E.S.A.
,http://www.sanalmuze.org/sergiler/contentxy.php?sergi=351&ic=75&pg=0



http://www.sanalmuze.org/sergiler/contentxy.php?sergi=351&ic=75&pg=0

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder